HİKAYE

Her şey, kalıplara sığmayan birkaç ruhun "daha fazlası mümkün" demesiyle başladı. Zerre kadar bir imkan yokken, bir varoluşun anlamıydı yaşamda. En büyük zaferlerden de bir zaferdi aslında. Koca bir düzende en büyük farklılıktı.

Kalıplara sığmayan birkaç ruh koş dedi. Gördüğün, öğrendiğin ne varsa bütün bunları hiç unutmadan koş. Sonra dur, biraz dinlen ama unutma, sonra düşün ve bazen düş. Gerçekten canın yansın; kolların, dizlerin kanasın; tişörtün yırtılsın. Sonra bak gecede kendini gösteren aya, sabahında güneşe. İyiye kötüye, doğruya yanlışa. Sonra doğrul, kendine gel ve bir kez daha silkelen. Söyle kendine, cesur ol, vazgeçme! 

Düşmeyi, düşmenin de sonunda ondan daha güzel bir duygu olan kalkmayı bil. Her yolun bir sonu var dediklerinde, o sondan da bir yol bulurum demeyi bil. Her şeyden önce kendini tanı ve yola sahip çık. Yola çıkarken ki kendini ve yanı başında duran her bir nefesi unutma.

Yolun nereye gideceğini biliyorsan korkma yürü, emin ol nereden gittiğinin bir önemi yok. Bir masalda çok da yabancı olmayan bir köpek balığının da söylediği gibi “sür ya da öl!” ama sadece “kendi yolunda!”.

Tiburon, bir markadan çok bir hikaye. Özgürlüğün, cesaretin ve asi ruhların birleştiği yer. Biz, rüzgarı yüzünde hissetmek isteyenler, yolu kendi çizenler, sınırları reddedenler için varız.

Motor seslerinin yankılandığı yollardan, şehir sokaklarına... Her tasarımımız, özgün ve isyan dolu bir yaşam tarzını anlatır. Üzerine Tiburon’u giydiğinde, sadece bir kıyafet değil, bir tutum taşırsın. Cesur olmanın, kalabalıktan sıyrılmanın ve kendi yolunu seçmenin tutumu.

"Hayat bir yolculuksa, cesaret pusulan olsun."

Bu bizim felsefemiz. Bizi yolda karşılaşanlar tanır; çünkü bizim kumaşımız özgürlükle dokunur, her dikişimizde bir hikaye gizlidir.

Tiburon – Yolu seçenlerin, ruhu özgür olanların markası.